AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Ömer Çelik, MKYK toplantısına ilişkin açıklamalar yaptı. Toplantıda, AK Parti teşkilatları ve ulaştırma projeleri ele alındı. Teşkilat Başkan Yardımcısı Ahmet Büyükgümüş kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ise ulaştırma projelerini MKYK üyelerine anlattı.

Nevruz Kutlamaları ve Terörle Mücadele

Çelik, 21 Mart'ta Haliç Kongre Merkezi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla düzenlenecek Nevruz programına değindi. Nevruz'un Türk dünyasından Balkanlar'a kadar kardeşlik bayramı olarak kutlanacağını belirten Çelik, bu programın dünyaya kardeşlik mesajı vermesi hedeflendiğini söyledi. Özellikle dünyanın içinde bulunduğu kaos ortamında bu mesajın önemine vurgu yaptı. Programın, Türk Devletlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı koordinasyonunda gerçekleştirileceğini açıkladı. Ayrıca, Nevruz kutlamalarının "Terörsüz Türkiye" hedefine ulaşılmasında önemli bir adım olmasını temenni ettiğini ifade etti. Bu vesileyle, terörle mücadeledeki kararlılıklarını bir kez daha vurguladılar.

Türkiye'nin Küresel Rolü ve Dünya Düzeni

ABD ve AB arasındaki tartışmaları değerlendiren Çelik, 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan düzenin sona erdiğini belirtti. Dünyanın yeni bir düzen arayışında olduğunu ve bu süreçte Türkiye'nin kilit bir ülke olduğunu vurguladı. ABD, AB, Çin ve Rusya gibi büyük güçlerin izleyeceği yol haritasının, Türkiye'nin izleyeceği yolla yakından ilişkili olduğunu dile getirdi. Avrupa'nın Türkiye'ye dönük eleştirilerinin, aslında yıllarca uyguladıkları çifte standartların bir özeti olduğunu söyledi. Bu çifte standartların, Türkiye-AB ilişkileri konusunda net bir şekilde ortaya konması gerektiğinin altını çizdi. Yeni dünya düzeninin şekillenmesinde Türkiye'nin rolünün büyük olacağını belirtti. Gelişmelerin merkezinde yer alan Türkiye'nin, jeopolitik konumu ve ekonomik gücüyle önemli bir aktör olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin Avrupa Güvenliği ve AB Üyeliği

Avrupa güvenlik mimarisinde Türkiye'nin vazgeçilmezliğine değinen Çelik, Avrupa'nın Türkiye'yi sadece güvenlik konularıyla sınırlı değerlendirmemesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin demokratik değerler, ekonomik refah ve sosyal değerler açısından da değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. AB üyelik sürecinde uygulanan çifte standartların ele alınması gerektiğini ifade etti. Türkiye'nin AB tarafından mükellefiyetlerini yerine getirmekle suçlandığını ancak bunun doğru olmadığını, AB'nin bazı konuları tartışmaktan bile kaçındığını dile getirdi. Türkiye'nin AB Liderler Zirvesi'ne davet edilmesinin engellendiğini hatırlatarak, Türkiye'nin AB üyeliğinin, AB'nin küresel güç olma yolunda hayati önem taşıdığını vurguladı. Türkiye'nin üyeliğinin engellenmesinin, AB'nin aşırı sağın etkisi altında olduğunu ve kendi demokrasi sorunlarıyla yüzleşmediğini gösterdiğini belirtti.